Çetenin, özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerini haksız kazanç elde etmek amacıyla doldurduğu ve bu süreçte ihmaller sonucu 12 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olduğu iddia ediliyor. İddianamede, Doktor Fırat Sarı için 266 yıl hapis cezası istenirken, diğer şüphelilerin de ağır cezalara çarptırılması talep edildi.
Soruşturma kapsamında, şüphelilerin bebekleri bilinçli olarak ölüme terk ettiği ve ailelerden haksız kazanç sağladığına dair çarpıcı diyaloglar da gün yüzüne çıktı.
Çete Üyeleri Arasındaki Şok Edici Diyaloglar:
• Hasan G.: "Mehtap çocuğu öldür, 50 satürasyonlu çocuk mu olur?"
• Hemşire Mehtap S.: Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani.
• Hakan Doğukan T.: Sevk olacak hastayla ilgili bilgi var mı?
• Hasan G.: Kanka ben onu halledeceğim. Bugün bizim para yatsın en azından onu bir kurtaralım. Ondan sonra aile ile ameliyat için konuşacağım. 150 bin fiyat çekeceğim. Uygun mu?
• Doğukan T.: Tamam ama hasta çok dayanmaz haberin olsun akciğerleri boydan boya kapanmış.
• Hasan G.: O çocuk ölecek rüyamda gördüm.
• Doğukan T.: Satürasyonu ona kadar düşmüş yani çok dayanmaz sevkini hızlıca yapmamız lazım ölürse başımıza da sıkıntı olacak.
• Hasan G.: Doğukan sen çocuğu bugün yaşat tamam mı? Gidip babayla anayla görüşeceğim bugün parayı alacağım. Bugün bir alem yaparız o parayı bir kurtarayım.
Ne Olmuştu?
Gazeteci Emrullah Erdinç’in yayınladığı görüntü ve ses kayıtlarıyla ortaya çıkan skandal, çete üyelerinin yoğun bakım ünitelerini günlük 8 bin TL karşılığında doldurduğunu ve bu süreçte 12 bebeğin ihmalle ölümüne neden olduğunu gözler önüne serdi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul, Çorlu ve Tekirdağ’daki bazı özel hastanelerde görevli doktorlar, hemşireler ve 112 personelleri tutuklandı.
Çete, anlaşmalı hastanelerle iş birliği yaparak bebekleri gereksiz yere yoğun bakımda tutuyor ve bu sayede ailelerden büyük meblağlar talep ediyordu. Bebekleri 14 gün boyunca yoğun bakımda tutan çete, bu süreçte yaklaşık 1 milyar TL haksız kazanç elde etti. Erdinç’in YouTube kanalında paylaştığı ses kayıtlarında, hemşirelerin bebeklerin durumu konusunda çaresiz kaldıkları, ancak çete üyelerinin bu durumu umursamadığı ve sadece parayı düşündüğü anlaşıldı.