Güncel

Narin Güran cinayeti ile ilgili ağırlaştırılmış müebbet talebi

Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin soruşturmada amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Hazırlanan 12 sayfalık iddianamede olay anında şüphelilerin aynı evde olduğu tespitine yer verildi.

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 şüpheli hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı. Başsavcılık tarafından hazırlanan ve 12 sayfadan oluşan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.

İddianamede, tutuklu şüpheliler amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar hakkında, "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.

Cinayet Şüphesi ile Çalışmalar Genişletildi

İddianamede, 21 Ağustos'ta Tavşantepe Mahallesi'nde ikamet eden Narin Güran'ın kaybolduğu yönündeki ilk resmi ihbarın saat 20.43 sıralarında ağabeyi Baran Güran tarafından 112 Acil Çağrı Merkezi aranarak yapıldığı belirtiliyor. Bunun üzerine "kayıp çocuk vakası" olarak değerlendirilip, Narin Güran'ın bulunması için uzman kolluk kuvvetlerince Tavşantepe Mahallesi ve çevresinde yoğun bir arama faaliyeti başlatıldığı vurgulanıyor.

Arama çalışmalarının devam ettiği 22 Ağustos'ta, Narin Güran'ın kuzeni Muhammed Kaya'nın, "Suriyelilerin kaldığı çadırların yakınında kırmızı renkli bir çocuk terliği bulduğunu ancak kolluk birimlerine haber vermeyi unuttuğu" şeklinde beyanda bulunduğu belirtilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Kaya'nın aracına daha sonradan binen Osman Güran tarafından terliğin aile bireylerine gösterildiği ve kolluk birimlerine de haber verildiği tespit edilmiştir. Aile bireylerince terliğin numara bilgisi dahi sorulmadan Narin Güran'a ait olduğu söylenerek soruşturma, yaşantısını günlük çalışmaya bağlı idame ettiren çadırda yaşayan kişiler ile Suriyeli kişilere yönlendirilmeye çalışılmıştır."

Yangının Arama Çalışmalarını Sabote Etmek İçin Çıkarıldığı İddiası

İddianamede, 24 Ağustos'ta saat 21.00 sıralarında Tavşantepe Mahallesi'nde rüzgarsız bir hava olmasına rağmen elektrik tellerinin birbirine temas etmesi sonucu çıkan yangına dikkat çekiliyor. Olayın meydana geldiği yerde Güran ailesine mensup kişilerin bulunması ve hava şartları göz önüne alındığında dış bir müdahale olmadan yangının meydana gelmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor. Yangının, arama çalışmalarını sekteye uğratmak ve Narin Güran'ın bulunmasını engellemek amacıyla organize edildiği değerlendiriliyor.

Kolluk birimlerince yapılan araştırmalarda, Narin Güran'ın ikamet ettiği köyde bulunanların büyük çoğunluğunun akraba olduğu, son görüldüğü yerin evine çok yakın mesafede bulunduğu, kamera ve plaka tespit çalışmalarında olay yerine yabancı kişi ya da araç girişinin tespit edilmediği ifade ediliyor. Bu bulguların ışığında olayın aile içinde gerçekleştiği ve organize şekilde saklanmaya çalışıldığı kanaatine varıldığı belirtiliyor.

Kolluk Birimlerini Yanlış Yönlendirme Çabaları

İddianamede, aynı zamanda köy muhtarı olan amca Salim Güran'ın ailenin tarlalarını ekip biçtiği ve bu nedenle ailede önde gelen bir figür olarak hareket ettiği belirtiliyor. Şüphelinin, arama çalışmalarının başından itibaren kolluk birimlerini yanlış yönlendirmeye ve bu çalışmalara yön vermeye çalıştığı, tedirgin tavırlarının da kolluk birimleri tarafından tespit edildiği vurgulanıyor.

Soruşturmada, aile bireylerinin özellikle mercek altına alındığı ve Salim Güran'ın olaya dair aileyi yönlendirdiği hususunda ciddi şüpheler edinildiği ifade ediliyor. 30 Ağustos'ta Narin Güran'ın yakınlarının ve ailesinin cep telefonlarına usulüne uygun şekilde el konularak, CMK'nin 134. maddesi gereğince incelenmesi amacıyla Jandarma Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderildiği de iddianamede yer alıyor.

Anne ve Babadan Alınan DNA Örnekleri İle Eşleştirme Yapıldı

İddianamede, Narin Güran’ın DNA profilinin elde edilebilmesi için 31 Ağustos'ta baba Arif Güran ve anne Yüksel Güran'dan alınan örneklerin, Narin’e ait kıyafetler ve evde kullandığı battaniye ile karşılaştırıldığı belirtiliyor. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda, yüzde 99,99 ihtimalle Arif Güran ve Yüksel Güran'ın Narin’in babası ve annesi olduğu tespit edildi.

Baba Arif Güran'a ait araçta yapılan incelemede herhangi bir DNA örneği bulunamazken, amca Salim Güran’ın fiilen kullandığı araçta elde edilen numunelerin Van Jandarma Kriminal Laboratuvarında incelenmesi sonucu, aracın şoför koltuğunda Narin’e ait DNA profilinin tespit edildiği ifade ediliyor. Bu bulgunun ardından Salim Güran’ın 31 Ağustos'ta gözaltına alınmasına karar verildiği belirtiliyor.

Kolluk birimleri tarafından yürütülen arama çalışmaları sırasında aileye refakat edildiği ve 2 Eylül'de Yüksel Güran ile kadın jandarma personeli arasında bir diyalog yaşandığı kaydediliyor. Anneye, kızının bulunması için verebileceği bilgilerin faydalı olacağı söylendiğinde, henüz Narin bulunamamış olmasına rağmen Yüksel Güran'ın kızının öldüğünden neredeyse emin olduğu, oğlu Enes’i korumaya çalıştığı ve tedirgin tavırlar sergilediği aktarıldı. Ayrıca, annenin "Narin'in bulunmasını istiyorum, oğlum Enes için ne yapabilirim?" şeklinde söylemlerde bulunduğu da tutanak altına alındı.

Şüphe Üzerine 13 Mezarda Taramalar Yapıldı

Tavşantepe Mahallesi'nde Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, 4 Eylül’de yer altı görüntüleme cihazı kullanılarak nispeten yeni kazılmış ve yeni tarihli 13 mezarda tarama yapıldığı, ancak herhangi bir olumsuz duruma rastlanmadığı belirtildi.

İddianamede yer alan bilgilere göre, 8 Eylül'de saat 08.30 sıralarında Jandarma Sualtı Arama Kurtarma görevlilerince Tavşantepe Mahallesi'ndeki Eğertutmaz Deresi'nde yapılan tarama sırasında, dere ile derenin toprakla birleştiği kısımda kayaların altına sıkıştırılmış bir çuval bulundu. Çuval, 40-50 santimetre çaplarındaki 3 kaya parçası ile kapatılmıştı. Çuvalda Narin Güran’a ait cansız bedene ulaşıldı.

Olay yerindeki incelemelerin ardından Narin’in cansız bedeni Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığına gönderildi. Burada, Adli Tıp Grup Başkanı’nın bizzat katılımıyla daire başkanları, şube müdürü, 5 adli tıp uzmanı ve radyoloji uzmanından oluşan bir heyet tarafından ayrıntılı otopsi yapıldı. İlk incelemede Narin’in sol bacak diz kısmında kopma olduğu ve cesedin bulunduğu yerin yanında kaval kemiğine benzer kemik parçaları ile küçük parçacıklar tespit edildi. Kesin ölüm nedeni ve diğer detayların patolojik, biyolojik ve kimyasal incelemeler neticesinde belirlenebileceği ifade edildi.

Narin’in Cansız Bedeni Bulunduğu Gün Kadınlar Arasında Gerginlik

Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunduğu gün, güvenlik önlemleri alınmaya devam ederken Narin’in evinin bulunduğu bölgede kadınlar arasında bir tartışma yaşandığı iddianamede kaydedildi.

İddianamede, Melike Güran’ın topluluğa hitaben "Biz bir şey yapmadık" dediği, Maşallah Güran’ın ise Salim Güran’ın eşi Melek Güran'a karşı "Herkes her şeyi biliyor, beni konuşturmayın" şeklinde bağırdığı ifade edildi. Ayrıca, Birsen Güran'ın Narin’in annesi Yüksel Güran’a "Biz mi yaptık sanki, üzerimize geliyorsunuz" diye bağırdığı, Remziye Çabaş ve Yasemin Gül'ün ise "Doğruyu konuşsaydınız bu aşamaya gelmezdi" ifadelerini kullandığı belirtildi. Nesrin Güran’ın da Yüksel Güran'a doğru bağırdığı tutanaklara yansıdı.

Ayrıca, Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunmasıyla kamera kayıtlarına odaklanıldığı ve Narin’in son olarak 21 Ağustos’ta saat 15.11’de Tavşantepe İlkokulu'nun kamerasında görüldüğü, patikaya yöneldiğinin tespit edildiği belirtildi. Aynı gün saat 15.44’te şüpheli kırmızı bir aracın Eğertutmaz Deresi civarında durduğu ve 38 dakika sonra bölgeden ayrıldığı kamera kayıtlarıyla belirlendi. Aracın Nevzat Bahtiyar’a ait olduğu açıklandı.

İddianamede, aile üyelerinin çelişkili beyanları, yanlış yönlendirme çabaları, terlik bulma iddiaları ve yangın çıkarma girişimlerine dikkat çekilerek, organize bir şekilde olayın gerçekliğini saklamaya çalıştıkları sonucuna varıldı. Bu nedenlerle 23 şüpheli gözaltına alındı.

"Narin'in Cansız Bedenini Salim Güran Bana Verdi"

İddianamede, şüpheli Nevzat Bahtiyar’ın yer gösterme işlemi sırasında yaptığı açıklamada, “Narin’in cansız bedenini Salim Güran bana verdi ve yok etmemi istedi. Karşılığında 200 bin lira para vereceğini, aksi takdirde bana ve aileme zarar vermekle beni tehdit etti. Bunun üzerine cesedi Salim’in aracından alarak kendi kullandığım araca battaniyeye sarılı vaziyette bıraktım. Daha sonra ahırımdan aldığım gübre çuvalına cesedi bırakarak Eğertutmaz Deresi’ne götürüp, dere kenarında suyla birleşme noktasına bırakıp, üzerini taşlarla kapattım” ifadelerine yer verildi.

"Salim Güran'ın Aracında Bulunan Kıl Numunesi Narin'e Ait"

İddianamede, şüpheli Nevzat Bahtiyar'ın beyanı üzerine ahırda yapılan incelemelerde, gübre çuvalları üzerindeki seri numaraları ile cesedin konulduğu gübre çuvalının seri numaralarının ardışık olduğu ve çuvalların benzerliğinin tespit edilerek tutanak altına alındığı belirtildi. Ayrıca, “Salim Güran'ın aracının gönderildiği Van Jandarma Kriminal Laboratuvarı’nda yapılan detaylı incelemede, aracın sağ arka kapı iç kısmı üzerinde elde edilen kıl numunesinin Narin'e ait olduğu, şüpheli Salim ve Nevzat'ın araçlarında yapılan detaylı incelemelerde alınan toprak numunelerinin karşılaştırılmasında her iki araç içerisinden alınan toprak numunelerinin benzer oldukları tespit edildi” ifadesine yer verildi.

"Şüphelilerin Olay Anında Aynı Evde Olduğu Tespit Edildi"

İddianamede, HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında şüphelilerin aynı evde bulunduğuna dair tespitlere yer verildi. Şu ifadelere yer verildi: “Dosya kapsamında bulunan HTS analiz raporları ile dar alan baz çalışmasına ilişkin bilirkişi raporu dikkate alındığında, tüm şüphelilerin ikamette bulunduğu net bir biçimde ortaya konulmuştur. Zaman ve mekan birliği içerisinde hareket eden şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde iştirak iradesiyle Narin Güran'ı boğarak öldürdükleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri hususunda yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varılmıştır.”

"WhatsApp Verileri ve Görüşme Geçmişleri Silinmiş"

Hazırlanan 12 sayfalık iddianamede, tutuklu şüpheli Salim Güran'ın cep telefonuna ilişkin incelemede WhatsApp verileri ile Narin'in kaybolduğu güne ait görüşme geçmişlerinin silindiği tespit edildi. İddianamede, Salim Güran'ın telefonunda bulunan ve kendisinin yüklediğini belirttiği sesli çağrıları kaydeden program içeriğinde, HTS kayıtlarında tespit olunan bazı kayıtların silindiği, sadece bazı görüşme içeriklerinin bulunduğu belirtildi.

Görüşme kayıtlarının incelenmesi sonucunda, 21 Ağustos günü yapmış olduğu görüşmelerde Narin'in kaybolduğu saatin ilk görüşmelerde saat 15.00 olarak belirtildiği, daha sonraki görüşmelerinde ise bu saatin 17.00-17.30'a kadar ilerletildiği tespit edildi.

Nevzat Bahtiyar'ın İfadeleri

İddianamede, Salim Güran tarafından tehdit edildiğini öne süren tutuklu şüpheli Nevzat Bahtiyar'ın ifadelerine yer verildi:

"Narin'in cesedini derenin kenarına bıraktığımda üzerine bir taş koyduğumu hatırlıyorum. Cesedin bulunduğu çuvalı suyun kenarındaki doğal kayanın dibine yerleştirdim, üstüne bir taş koydum. Dışarıdan bakınca orada bir şey olduğu anlaşılmıyordu. Salim, bana 'Arif'in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm.' şeklinde tehdit etti. Olay günü muhtar, Salim Güran ile birlikte Narin'in cesedini kendi aracıma yerleştirdim. Battaniyeyi alan Salim, aracıyla mezarlık istikametine doğru uzaklaştı, ancak nereye gittiğini göremedim.

Aracımla ikametime doğru yanaşarak durdum. Araçtan inip, hızlı bir şekilde ikametimin avlusunda bulunan inşaat malzemelerinin olduğu bir çuvalı boşaltarak Narin'i baş kısmı aşağıda olacak şekilde çantası ve terlikleriyle çuvalın içine yerleştirdim. Narin'in üzerinde hatırladığım kadarıyla siyah tişört ve siyah şort vardı, omzunda asılı bir küçük çanta vardı. Çuvalın içerisine yerleştirdikten sonra hızlı bir şekilde Eğertutmaz Deresi'ne doğru hareket ettim. Dereye yakın bir mesafede aracı park ettim. Araçtan inerek çuvaldaki Narin’i koltuk altıma alarak dereye doğru hızlı bir şekilde yürüdüm. Bu sırada cesedi yere düşürmedim.

Derenin kenarına vardığımda çuvalın ağzını kapatmak istedim, ancak etrafta ya da üzerimde ip olmadığından Narin’in çantasının kemerini kullanmaya karar verdim. Çantasını omzundan alarak kemerini söktüm ve çantayı çuvalın içine bıraktım. Çuvalı bu kemerle bağladım. Cesedi yerleştirirken üzerinde herhangi bir kesici ya da delici alet yaralaması, kan izi ya da vücut bütünlüğünü bozacak bir yaralama görmedim. Sadece Narin'in sağ kulağının arkasında boyun bölgesinde ip izine benzer bir kızarıklık gördüm. Çuvalı bağladığım sırada Narin'in hatırlayamadığım bir ayağının dizinden itibaren çuvalın dışarısında kaldığını fark ettim. Olayın şokuyla cesedi hemen bırakıp gitmek istediğim için daha fazla uğraşmak istemedim. Daha sonra, derenin kenarında bulduğum doğal boşluğa herhangi bir kazı yapmadan çuvalın içerisindeki cesedi bıraktım ve üzerini üç büyük taşla kamufle etmeye çalıştım. Cesedi suya soktuktan sonra kesinlikle üzerine herhangi bir çalı bırakmadım. Bu cesedi bırakma olayı yaklaşık yarım saat sürdü. Ardından dere kenarından çıkarak aracıma bindim."

İddianamede, Nevzat Bahtiyar'ın 21 Eylül'de ek olarak verdiği ifadesine de yer verildi:

"10 Eylül'de verdiğim ifade doğrudur, ancak bazı hususları olayın sıcaklığıyla ve Salim Güran'ın tehditlerinden dolayı farklı anlatmış olduğum için açıklık getirmek istiyorum. 21 Ağustos'ta saat 15.08 sıralarında Salim Güran'ı su meselesi yüzünden aradım. Sonrasında Salim, beni Arif Güran’ın ikametinin bulunduğu yerin tepesinden seslenerek yanına çağırdı. Onunla beraber Arif Güran'ın evine girdik. Eve girdiğimizde bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalıydı. Evde Enes, Yüksel, Eren ve Muhammed Güran ya da başkaca bir kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadım.

Eve girdiğimizde Salim beni soldaki odalardan birine götürdüğünde Narin'in yerde hareketsiz yattığını gördüm. Narin'in ağzında köpük şeklinde sıvı vardı. Salim, 'Yüksel ile birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sen de benim suç ortağımsın, bu olaya tanık oldun, yoksa senin oğlunu futbol okulundan aldırırım ve kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da 200 bin lira para veririm.' diyerek beni tehdit etti. Narin'i Salim Güran ile bir battaniyenin arasına koyduk. Battaniyeye koyduktan sonra Salim cesedi bana verdi. Ben de cesedi kucağıma alarak dışarı çıktım. Kapı önünde bulunan Narin'e ait terlikleri de Salim'in söylemesi üzerine alıp battaniyenin içine koydum ve aracıma koymak üzere ikametime doğru indim. İlk önce kendime ait ahıra pencereden cesedi koydum. Daha sonra ahırda bulunan çuvalı cesedin başından geçirdim. Cesedi aracımın arka koltuk paspas kısmına bıraktım. Battaniyeyi de arkamdan aracıyla gelen Salim'e verdim. Salim, battaniyeyi kendi aracına koydu. Bana, 'Cesedi gerekirse parçala ve Eğertutmaz Deresi'ne at.' dedi. Eğertutmaz Deresi'ne doğru cesedi götürdüm ve belirttiğim yere bıraktım. Narin'in bir ayağı çuvalın dışında kalmıştı. Aceleyle ve telaşla yaptığım için bağlayamadım. Olaydan sonra Salim Güran ile telefonla ya da yüz yüze görüşmedim."

AMCA SALİM GÜRAN'IN İFADELERİ VE ŞÜPHELİLERİN TELEFON GÖRÜŞMELERİ

Hakkında soruşturma yürütülen Birsen Güran'ın ifadesinde bazı çelişkilerin olduğu belirtilen iddianamede, Birsen Güran, Narin'in olay günü kendilerine saat 14.00 gibi geldiğini ifade etti. Kardeşi ile konuşurken Salim Güran'ın bu konuşmalara şahit olduğunu ve "Saat 17.40'ta Narin'i gördüklerini söylemeleri" yönünde kendilerine telkinde bulunduğunu belirtti.

İddianamede, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin raporunda, otopsi esnasında Narin Güran'ın vücudundan alınan yaklaşık 91 sürüntü örneği ile cansız bedeninin üzerinde bulunan üç kaya parçası ve ağaç parçalarının incelendiği; bu örneklerin DNA analiz çalışmalarına cevap vermediği tespit edildiği ifade edildi. Van Jandarma Kriminal Laboratuvarına gönderilen deliller üzerinde yapılan incelemelere ilişkin raporda ise, "Narin'in cansız bedeninin bulunduğu yerden alınan tüm numunelerin incelenmesi sonucu herhangi bir bulguya rastlanılmadı. Nevzat Bahtiyar'ın aracında ve yapılan adli aramalarda ele geçirilen beş battaniye üzerindeki numunelerin incelenmesi sonucunda da herhangi bir bulguya rastlanılmadı. Narin'in ikametinden alınan halı ve yolluk parçalarındaki numunelerin incelenmesi sonucunda da herhangi bir bulguya rastlanmadığı" belirtildi.

İddianamede, tutuklu şüpheli Salim Güran'ın ifadelerine de yer verildi. Salim, "Nevzat'ın köylüsü ve arkadaşı olduğunu, olay günü kendisini saat 15.00-16.00 arasında hiç görmediğini, bir araya gelmediklerini, aleyhine olan beyanları kabul etmediğini" ifade etti. Ayrıca, Yüksel ve Maşallah Güran ile arasında bir ilişki bulunmadığını, kendisi tarafından kullanılan aracın kapılarının sürekli açık olmasından dolayı DNA örneği bulunabileceğini, hayat kadınlarıyla zaman zaman görüşme yaptığı için WhatsApp kayıtlarını sildiğini ve Narin'i kendisinin öldürmediğini iddia etti.

Tutuklu şüpheli ağabey Enes Güran'ın ifadesinde ise, Narin'in saat 19.11 sıralarında kaybolduğunu fark ettiklerini; ilk beyanında saat 16.30 sıralarında kaybolduğunu söylediğini, olayın şokundan kaynaklı yanlış ifade ettiğini belirttiği kaydedildi. Enes, olay akşamı mahalle bakkalına giderek alışveriş yaptığını ancak bakkalın beyanında olay günü kapalı olduğunu söylemesi üzerine, şüphelinin beyanlarının doğruyu yansıtmadığı ortaya çıktı. Ayrıca, sırtındaki izlerin arama çalışmaları esnasında oluşabileceği, gözündeki morluğun mısır koçanlarından kaynaklanmış olabileceği ve bu izlerin şekli ve yeri itibarıyla darbeye bağlı olabileceği ifade edildi. Kendisine sinirden vurmak suretiyle izlerin meydana geldiği, kolundaki ısırık izinin ise babasının ağladığını görmesi üzerine üzüntüden kaynaklandığı ve olayla bir ilgisinin bulunmadığı öne sürüldü.

Narin'in annesi Yüksel Güran'ın ifadesinde ise, kızının ölümüyle bir ilgisinin olmadığını, Salim Güran ile bir ilişkisinin bulunmadığını ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirttiği kaydedildi.

AİLE ÜYELERİNİN SIK TOPLANTILARI VE GÜVENLİK KAMERASI KAYITLARI

İddianamede, Tavşantepe Mahallesi'nde kolluk görevlileri tarafından yürütülen devriye faaliyetleri sırasında aile üyelerinin sık sık toplantılar yaptığının belirlendiği ifade edildi. Ayrıca, haklarında soruşturma yürütülen Erhan ve Barış Güran'ın olaydan sonra ikametlerine güvenlik kamerası taktıkları tespit edildi.

Kolluk görevlilerinin katılımıyla gerçekleştirilen arama sonucunda, özellikle Erhan Güran'ın ikametindeki kamera kayıtlarının ilk incelemesinde, aile üyelerinin sık sık bir araya geldikleri, özellikle gece saatlerinde toplandıkları gözlemlendi. Ancak, kamera kayıtlarında ses özelliği bulunmasına rağmen, seslerin anlaşılabilir nitelikte olmadığı belirtildi. Bazı günlere ait görüntülerin bulunamaması da dikkat çekici bir unsur olarak kaydedildi.

Bu bağlamda, güvenlik kameralarının kayıtları TÜBİTAK'a gönderildi. Hazırlanan raporda, "Seslere ilişkin netleştirme işlemi yapılamadığı, silinen görüntülerden ise sadece bir kısmının parça parça kurtarılabildiği" belirtildi. Gönderilen verilerin kolluk tarafından yapılan incelemesinde, ses kayıtlarının genel itibarıyla anlaşılmadığı ve soruşturmaya yön verebilecek nitelikte olmadığı tespit edildi.

ENES GÜRAN'IN KOLUNDAKİ ISIRIK İZİNE İLİŞKİN RAPOR

İddianamede, Narin'in cansız bedeni üzerinde yapılan ölü muayene ve otopsi işlemlerinin sonuçlarına dair bilgi verildi. Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan nihai raporda, Narin'in ölümünün 21 Ağustos'ta gerçekleştiği belirtildi. Raporda, çocuğun ağız ve burun kapanmasının yanı sıra boyuna uygulanan bası nedeniyle oksijensiz kalması sonucu öldüğü vurgulandı. Başka bir travmatik etkenin bulunmadığı, ölümün bu sebeplerle meydana geldiği oy birliğiyle mütalaa edildi.

Enes Güran'ın kolundaki ısırık izlerinin kime ait olduğunun tespiti amacıyla, anne Yüksel Güran'dan alınan örnekler ve Narin'e ait örneklerle birlikte fotoğrafların Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'na gönderildiği ifade edildi. Hazırlanan raporda, Enes Güran'ın sağ ön kolundaki yumuşak doku lezyonlarının, muayene tarihi itibarıyla 3-6 gün öncesine ait olduğu tespit edildi.

Raporda ayrıca, Yüksel, Enes ve Narin'in diş ve çene yapılarının incelenmesi sonucunda, Enes'in Yüksel veya Narin tarafından mı yoksa kendisi tarafından mı ısırıldığını kesin olarak belirlemenin mümkün olmadığı sonucuna varıldığı kaydedildi.

HTS VE BAZ KAYITLARININ TETKİKİ

İddianamede, şüphelilere ilişkin HTS (Hat Trafik Sistemi) ve baz kayıtlarının ayrıntılı bir şekilde incelendiği, jandarma tarafından bu doğrultuda bir analiz raporu hazırlandığı belirtildi. Şüphelilerin yerlerinin tespit edilmesi amacıyla bilirkişi görevlendirildiği ifade edildi. Bilirkişi, Tavşantepe Mahallesi'ne giderek jandarma personeliyle birlikte olayın meydana geldiği yerlerde fiili ölçümler yaptı ve ana ile ara baz istasyonlarını belirledi.

Hazırlanan raporda, şüphelilerin HTS kayıtlarına ilişkin şu detaylar verildi:

Anne Yüksel Güran, olay günü saat 14.28’de telefonu kapandığında ikametindeydi ve saat 15.38’de telefonu açıldığında yine ikametinde bulundu.
Ağabey Enes Güran, saat 14.30’da telefonu kapandığında ikametinde olup, saat 15.41’de telefonu açtığında yine ikametteydi.
Amca Salim Güran, saat 14.52’de ikametinden çıktı, saat 15.19’a kadar Arif Güran’ın ikameti ve yakınlarında bulundu. Saat 15.20’de ahırın oraya geçiş yaptı ve saat 16.10’a kadar Arif’in evinde ve müştemilatında bulundu.
Nevzat Bahtiyar, olay günü saat 15.08’de Salim Güran ile telefonda görüştükten sonra ikametinden ayrıldı, Arif’in ikameti ve civarında bulundu, saat 15.27’de Arif’in evine geldi ve saat 15.35’e kadar orada kaldı.
Rapor, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın olay günü öncesinde ve sonrasında birlikte hareket ettiklerine dair değerlendirmeleri içeriyordu. Bu veriler, olayın gidişatını anlamada önemli bir rol oynamaktadır.

AMCA SALİM GÜRAN VE CESEDIN BULUNDUĞU YER

İddianamede, Narin Güran'ın cansız bedeninin bulunduğu yerin aile üyeleri ve şüpheliler tarafından bilinebileceği ihtimali doğrultusunda Eğertutmaz Deresi'ni gören kamera kayıtlarının ayrıntılı şekilde incelendiği belirtildi. Olay günü bir aracın saat 22.35 sıralarında cesedin bulunduğu yere doğru hareket ettiği, saat 22.48’de cesedin bulunduğu alanda durduğu ve saat 22.55’te dönüşe geçtiği tespit edildi. Bu bilgilerin, dar alan baz çalışması ve HTS analiz raporu doğrultusunda değerlendirildiğinde, cesedin bulunduğu yere gelen kişinin şüpheli Salim Güran olduğu net bir şekilde saptandı. Bu durum, şüphelinin cesedin bırakıldığı yeri bildiğini ve olay günü kontrol amaçlı gittiğini ortaya koydu.

Ağabey Enes Güran'ın tutuklu bulunduğu Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndaki görüşme kayıtları da incelendi. İddianamede, 17 Eylül'de Enes'in küçük kardeşiyle yaptığı telefon görüşmesinde, "abican kimseyle konuşma kendine dikkat et" şeklinde bir ifade kullandığı, ağabeyi Baran Güran ile yaptığı görüşmede ise birkaç kez adli tıp raporunu kastederek, "Rapor geldi mi?" diye sorduğu kaydedildi. Bir başka görüşmesinde de "Narin benim diş fırçamı kullanmıştı, bir şey çıkar mı?" sorusunu yönelttiği tespit edildi.

Ailenin 21 Ağustos'ta saat 20.43’te kayıp çocuk ihbarında bulunduğu, soruşturmanın derinleştikçe ailenin kolluk görevlilerini yanlış yönlendirdiği ve çelişkili beyanlarda bulundukları ifade edildi. İddianamede, "Bir ailenin, kamera kayıtlarından açıkça olay günü saat 15.11’de son kez görülen kızlarının kaybolduğunu kolluk birimlerine saat 20.43’te haber vermesinin izahı olamaz" denildi. Ayrıca, Narin'in babası Arif Güran'ın, kızının kaybolduğunu eşi ve çocukları dahil hiçbir aile ferdi tarafından öğrenmemesi ve durumu komşu köyden bir arkadaşının bildirmesi de hayatın olağan akışına aykırı olarak değerlendirildi.

Arama faaliyetlerinin başında, kolluk görevlilerine Narin'in son görüldüğü saat hususunda yanılgıya uğratıldığı, olay günü yaklaşık saat 16.00’da Eğertutmaz Deresi'ne cansız bedeninin bırakıldığına dair beyanlar olduğu vurgulandı. Maşallah, Birsen ve Melike Güran’ın Narin'i saat 17.40’ta gördüklerini belirtmeleri, ve saat 18.47’de M.K. isimli çocuğun Narin'i gördüğüne dair beyanı dikkate alındığında, ailenin organize bir şekilde hareket ettiği ve çocuk yaştaki tanıkların ifadelerini manipüle ederek olayın aydınlatılmasını engellemeye çalıştıkları ifade edildi.

Ayrıca, bazı aile üyelerinin jandarma personelini dinlemeye çalıştığı, elektrik tellerinin birbirine çarpmasını sağlayarak yangın çıkarmaya çalıştıkları, ve buldukları bir terlik ile kolluk personelini yanıltmaya yönelik girişimlerde bulundukları tespit edildi. Aile üyelerinin neredeyse tamamının olay gününe ait konuşma, mesaj içerikleri ve WhatsApp kayıtlarını silmiş olmaları, onların olaydan haberdar oldukları ve bunun ortaya çıkmasını engellemeye yönelik çaba içinde olduklarını gösterdi.

ÇELİŞKİLİ İFADELER VE ŞÜPHELİ DAVRANIŞLAR

Salim Güran'ın olayın başlangıcından itibaren telefonundaki ses kayıtlarında Narin'in kaybolduğu saatle ilgili çelişkili beyanlarda bulunduğu iddianamede belirtildi. Şüphelinin öncelikli amacının Narin'in bulunmasını ve ölümünün net bir biçimde ortaya çıkmasını engellemek olduğu vurgulandı.

İddianamede, şu bilgilere yer verildi:"Salim Güran'ın ses kayıt içeriklerinde jandarma personeline haber verirken köyde çingenelerin eski bir kırmızı araba gördüklerine dair beyanlarda bulunarak ve Çarıklı Mahallesi'nde Nevzat Bahtiyar'ın akrabalarının evlerinde arama yapılmasını sağlayarak ilk günden itibaren olası bir olumsuz durumda eylemden sadece Nevzat Bahtiyar'ı sorumlu tutabilmek için bir organizasyon içerisinde olduğu, zira Nevzat Bahtiyar'ın cesedi bıraktığı aracın eski model kırmızı renkli bir araç olmasının bu hususu açıkça ortaya koyduğu, şüphelinin telefonunda yapılan teknik incelemede cihazda yer alan kayıt programındaki olay gününe ilişkin kendince önemli gördüğü kayıtları silmesi, WhatsApp kayıtlarını silmesi hususlarını izah edemediği, alınan son savunmasında hayat kadınlarıyla görüştüğü yönündeki beyanının kayıt silme eylemine karşı geliştirilmiş bir savunma niteliği taşıdığı, bu durumu doğrulamak için de olay günü Narin'in cansız bedeninin gömülmesinden sonra hayat kadını olduğu değerlendirilen bir kişiye mesaj gönderdiği ve bu mesajın silinmeden telefonda bulunmasının da bu durumu kuvvetle ortaya koyduğu, Nevzat ile olay günü saat 15.08 dışında hiç görüşmediğini beyan etmesine karşın HTS analizi ve dar alan baz çalışması yapılan bilirkişi raporunda yaklaşık olay saatinde bir arada oldukları ve birlikte hareket ettikleri açıkça ortaya konulmuştur. Ayrıca şahsın telefonunun bilirkişi marifetiyle incelenmesinde silinmiş olan WhatsApp sesli görüşme kayıtlarında olay günü saat 17.46'da Nevzat ile sesli görüşmeleri bulunduğu belirlenmiştir. Salim Güran'ın aracındaki incelemelerde şoför koltuğunun oturma kısmında sürüntü şeklinde DNA profili ile sağ arka kapı iç kısmında kıl örneğinden elde edilen DNA profillerinin Narin'e ait olduğunun açıkça belirlenmesi durumunun sadece aracın kapılarının açık olması veya tüm çocukların arabaya binmiş olabileceğiyle savunulması mümkün bulunmamıştır. Zira DNA profiline ilişkin inceleme yapılırken araç içerisinde bulunması muhtemel tüm DNA profillerine dair çalışma yapıldığı, yalnızca belirlenmiş olan Narin'e ait DNA profiline dair bir inceleme yapılmadığı, araçta elde edilen tek DNA profilinin Narin'e ait olduğu, şüphelinin kendi ailesine dair bir DNA profili dahi bulunamadığı, Narin'in babası Arif Güran'a ait araç içerisinde yapılan incelemede de herhangi bir DNA bulunamadığı, kendi babasına ait araçta dahi DNA bulgusu olmayan Narin'in DNA profilinin şüpheliye ait aracın iki bölümünde de çıkmasının hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğu, teknik olarak da DNA profilinin kan, meni, doku, organ, kıl, idrar, tükürük ve vücut sıvısı gibi biyolojik örneklerde bulunabileceği, Nevzat Bahtiyar'ın alınan beyanında Narin'in yerde yatar vaziyette iken ağzından sıvı geldiği yönündeki beyanının da DNA profilinin biyolojik örnekten elde edilmiş olabileceği ve şüpheli Salim'e bulaşması sonucu araçta bulunması hususlarını kuvvetle muhtemel ortaya koyduğu, bu sebeplerle şüphelinin öldürme eylemi içerisinde olduğu ve delilleri karartmaya çalıştığı, dolayısıyla diğer şüphelilerle birlikte Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu hususunda yeterli şüphe bulunduğu anlaşılmıştır."

İddianamede, ağabey Enes Güran'ın olay günü ve sonrasında yaptığı her iki beyanında da Narin'in kaybolduğu saatle ilgili sürekli çelişkili ifadeler kullandığına dikkat çekildi.

İddianamede şöyle denildi:"Olay günü mahalle bakkalına giderek alışveriş yaptığı yönündeki beyanının mahalle bakkalının o gün dükkanını kapattığına dair beyanı karşısında açıkça gerçeğe aykırı olduğunun tespit edilmiştir. Narin son kamera açısına girdiği saat olan 15.11 öncesinde ve sonrasında ikamette bulunduğunun HTS analiz raporu ve bilirkişi raporuyla sabit olduğu, şüphelinin gözlerinde bulunan morluklara ilişkin olarak ilk olarak mısır tarlasında meydana geldiği yönündeki beyanları sonrasında kendisine sinirle vurmuş olabileceğini söyleyerek açıkça çelişkiye düşmüştür. Sırtında bulunan tırnak izine benzer izlere ilişkin ilk beyanlarında bir açıklamada bulunamaz iken sonrasında alınan beyanlarında arama çalışmalarında bazı yerlere girerken sırtının çizilmiş olabileceği yönündeki çelişkili beyanları, ceza infaz kurumunda bulunmakta iken görüş esnasında sürekli adli tıp raporlarının çıkıp çıkmadığını sorması nedeniyle üstü örtülü bir şekilde Narin'in cesedi üzerinde kendisine ait herhangi bir DNA çıkıp çıkmayacağı hususunda tedirgin olmuştur. Narin'in diş fırçasını kullanması gibi bir durumdan bahsetmesi ve kardeşi Eren'i kimseye bir şey anlatmaması şeklinde tembih etmesi hususları dikkate alındığında şüphelinin olayın en başından itibaren çelişkili beyanlar ile tutum ve davranışlarda bulunduğunu, eyleme iştirak etmiş olmanın korkusuyla bu şekilde davrandığının açıkça görüldüğü, dolayısıyla diğer şüphelilerle birlikte Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu hususunda yeterli şüphe bulunmuştur. Şüpheli anne Yüksel Güran da olay günü ilk saatlerden itibaren Narin’in vefat ettiğini bildiği şeklinde hal ve tavırlar sergilediği, üzüntünün yanı sıra bir korku ve endişe barındıran sözler söylediği, 'Enes'i nasıl kurtarabilirim?' şeklinde beyanlarının bulunduğu, Narin’in cansız bedenine ulaşıldığı gün çıkan tartışmada kardeşi Yasemin'in 'Doğruyu söyleseydiniz böyle olmazdı.' şeklindeki sözleri, Nevzat Bahtiyar'ın alınan savunmalarında istikrarlı olarak Yüksel ile Salim Güran arasında bir ilişki olabileceği yönündeki beyanları ayrıca Narin'in cansız bedeninin Nevzat isimli şüpheli tarafından götürüldüğü esnada arkasından bakarak ağladığı yönündeki beyanlar dikkate alındığında diğer şüphelilerle Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu hususunda yeterli şüphe bulunduğu tespit edilmiştir."

İddianamede, şüpheli Nevzat Bahtiyar hakkında şu değerlendirmede bulunuldu:

"Şüphelinin ilk andan itibaren Narin'e ait cansız bedeni alarak ve çuval içerisine koyarak Eğertutmaz Deresi'ne bıraktığı yönündeki beyanları, çuval ile şahsın ahırında bulunan çuvalın benzer ve numaralarının ardışık olduğunun belirlendiği, kamera kayıtlarından Narin'in cansız bedenini kendisinin bulunduğu yere bıraktığı belirlenmiştir. Son olarak alınan beyanında cenazeyi ikametten aldığı şeklindeki beyanları HTS analiz raporu ve bilirkişi raporuyla da belirlenmiştir ancak şüphelinin olay öncesinde de Salim ile birlikte olduğu ve Narin'in ikametine girdikleri, olaydan sonra hiç görüşmediklerini beyan etmelerine rağmen yapılan telefon incelemesinde olay günü saat 17.40'ta görüştükleri açıkça belirlenmiştir. Olay günü ve olay saatinde arkadaşı olan şüpheli Salim ile birlikte Narin'in ikametine girdikleri ve birlikte hareket ettikleri tespiti karşısında Narin'in öldürülmesi eylemine iştirak iradesinin bulunduğu ve fikir ve eylem birlikteliği içerisinde diğer şüphelilerle birlikte hareket ettiği açıkça ortaya konulmuş ve bu hususta yeterli şüpheye ulaşıldığı değerlendirilmiştir."

İddianamenin değerlendirme ve sonuç kısmında şöyle denildi:

"Dosyada bulunan kamera görüntüleri, ifade tutanakları, adli tıp raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu, kriminal raporlar, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde izah olunan ve çelişkileriyle ortaya konulan sebeplerle şüpheliler soruşturmanın en başından itibaren çelişkili, hayatın olağan akışına aykırı, toplum düzeninin ve aile yaşantısının getirdiği genel kurallar ve teamüllere aykırı tutum ve davranışlar içerisinde olmuşlardır. İlk günden itibaren kayıp çocuk olarak ihbarda bulunarak ve Narin Güran'ın son görüldüğü saate ilişkin çelişkiler yaratarak bulunmasını ve olayın ortaya çıkmasını engelledikleri tespit edilmiştir. 21 Ağustos günü saat 15.11 sıralarında kamera açısına son kez giren ve evine doğru çıkan patikaya yönelen Narin'in eve ulaştığı saatte dosya kapsamında bulunan HTS analiz raporları, dar alan baz çalışmasına ilişkin bilirkişi raporu dikkate alındığında, tüm şüphelilerin ikamette bulunduğunun net bir biçimde ortaya konulması karşısında zaman ve mekan birliği içerisinde olan şüphelilerin fikir ve eylem birlikteliği içerisinde iştirak iradesiyle hareket ederek, öldürme eylemi üzerinde ortak hakimiyet kurarak belirlenemeyen bir sebep ve saikle Narin Güran'ı boğmak suretiyle öldürdükleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri hususunda yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle şüphelilerin üzerlerine atılı 'iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasına karar verilmesi talep olunur ayrıca şüphelilerin gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylem esnasında ve sonrasında tutum ile davranışları dikkate alınarak, TCK'nin 62. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verildi."

İddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Tüm soruşturma işlemlerinin Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2024/46201 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü ancak bu aşamada şüpheliler Salim Güran, Nevzat Bahtiyar, Enes Güran ve Yüksel Güran'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti itibarıyla ağır ceza mahkemesinin görev alanında bulunması, ana soruşturma dosyası üzerinde bir kısım şüpheliler ile ilgili soruşturma işlemlerinin devam etmesi hususları dikkate alındığında şüpheliler açısından dosyanın sürüncemede kalmaması açısından dosyamız şüphelileri hakkında tefrik kararı verilmiştir."